Fire Strike: Bir Ateşle Başladı, Şimdi Tutkuyla Yanıyoruz
Bazen insanın içine bir ateş düşer. Hani öyle basit bir sıcaklık değil, yanmalı, tutuşturmalı cinsten. İşte ben bu Fire Strike’la ilk karşılaştığımda tam olarak öyle bir andı. Dedim ki, “bu ne lan?” Klasik mi, retro mu, dijitalin neresinde duruyor bu?” Sonra başladım oynamaya… ve işte şimdi yazıyorum.
Alev alev başlıyor her şey
Eğer klasik slot makinelerinden hoşlanıyorsan, ama içine şöyle bir günümüz ışıltısı da girsin diyorsan, Fire Strike tam aradığın şey olabilir. Işıklar, sesler… Hele o “Fire Strike” yazısı geldiğinde çıkan ses var ya… tüylerim diken diken.
Ne zaman başına otursam, sanki nostaljiyi yakalayıp cebime koymuşum gibi hissediyorum. Ama bu nostalji öyle yaşlı işi değil ha, bilakis genç işi. Şöyle, bi yandan 90’lar disko müziği çalıyor kafamda, bi yandan da elimdeki tıklamalarla jackpot’un hayalini kuruyorum. Fire Strike’ta olay sadece döndürmek değil; olay, ritmi yakalamakta. O an, o çarpan, o simge… İşte orada kilitleniyoruz.
Ne yalan söyleyeyim, gaza getiriyor
Şimdi dürüst olayım; oyun insanı resmen kışkırtıyor. Diyor ki, “bi çevir daha… belki bu sefer olur.” Ve genelde oluyor da. Büyük ikramiyeyi almak biraz sabır işi tabii. Ama küçük sürprizler öyle araya serpiştirilmiş ki, insan moral bozmaya fırsat bulamıyor. Arka arkaya gelen küçük zaferler var ya, insanı resmen oyunun içine çekiyor.
Bazen şöyle bir durup düşünüyorum, “ulan senin ne işin var bu makinelerle?” Sonra aklıma Slotter geliyor. Adamlar öyle bir sistem kurmuş ki, rahat rahat giriyorsun, oynuyorsun, bonus peşindeysen alıyorsun, “bana şans lazım” diyorsan, şans da getiriyor. Fire Strike’ı da işte bu yüzden Slotter’da oynamak daha bir keyifli geliyor. Eline bir kahve, gözünde umut, elinde mouse… Hop, başlıyorsun ateşi körüklemeye.
Sade ama büyülü
Grafikler… tamam, Cyberpunk havası yok ama ne lazım ki? O sade, retro havası zaten bütün numarası. Renkler öyle bir seçilmiş ki göz yorulmuyor ama heyecan da eksik kalmıyor. Şu turuncular, kırmızılar, morlar… hani sanki yanıyormuş gibi hissediyorsun. Ses efektlerini yapan kişi de her kimse, eline sağlık. Tam dozunda. Ne kafa şişiriyor, ne de heyecansız bırakıyor.
Ve şu Fire Strike Wild… efsane! O geldi mi, bir iç çekiyorum. Diyorum “tamam, şimdi başlıyoruz.” Bi’ heyecan, bi sevinç… sanki çocukken harçlık almışım gibi.